PANİK ATAĞI NEDİR?
Temel özelliği, aniden ortaya çıkan ve zaman
zaman tekrarlayan, insanı dehşet içinde bırakan yoğun sıkıntı ya
da korku nöbetleridir. Hastalarımızın çoğu zaman “kriz”
adını verdiği bu nöbetlere biz PANİK ATAĞI diyoruz.
Panik Atağı, birdenbire başlar,
giderek şiddetlenir ve 10 dakika içinde şiddeti en yoğun düzeye çıkar; çoğu
zaman 10-30 dakika (seyrek olarak da 1 saate kadar) devam ettikten sonra
kendiliğinden geçer.
PANİK ATAĞININ
BELİRTİLERİ NELERDİR?
Bir Panik Atağında bu belirtilerden en az 4 ya
da daha fazlası bulunur.
Dörtten daha az
belirtinin görüldüğü ataklara ise Kısıtlı Panik Atağı adı
verilir.
PANİK BOZUKLUĞU NEDİR?
Panik Bozukluğu,
İlk atak başlıyor:
Hiçbir neden yokken birdenbire başlayan göğüs
ağrısı, göğüste sıkışma, çarpıntı, nefes alamama, terleme, titreme, üşüme ya da
ürperme, bazen de bulantı ya da karın ağrısı, baş dönmesi, dengesizlik; düşecek
ya da bayılacakmış gibi olma, uyuşma ya da karıncalanma gibi belirtiler, kişiyi
dehşet içinde bırakır.
O an “kalp krizi” geçirdiğini ya da felç geçirmekte
olduğunu zannederek yoğun bir “ölüm korkusu” ya
da “felç olma korkusu” yaşar.
Bazen de başında bir tuhaflık, sersemlik,
kendisini ya da çevresini bir garip ya da değişik hissetme gibi duyguların
ortaya çıkmasıyla, “kontrolünü kaybetmeye” ya da “çıldırmaya
başladığını” düşünerek kendisine ya da çevresindekilere bir zarar vermekten
korkmaya başlar.
Ataklar tekrarlıyor:
Hasta o an biraz rahatlamakla birlikte, bir
süre sonra yeni bir Panik Atağı ile aynı dehşet ve korkuyu yeniden yaşamaya ve
her yeni atak ile acil servislere taşınmaya başlar.
Her seferinde yeniden muayene, yeniden
incelemeler yapılmasına ve hiçbir olumsuz sonuç bulunmamasına rağmen hasta bir
türlü iyileşmez; hatta kalbinde ya da beyninde kötü bir şey olduğuna, ancak doktorların
bunu bir türlü bulamadığına inanmaya başlar. Bu hastalarda hastanın
şikayetlerini açıklayabilecek herhangi bedensel bir hastalık saptanamaz.
Beklenti Anksiyetesi
gelişiyor:
Ataklar tekrarlamaya devam ettikçe, hasta,
ataklar arasındaki dönemde; gergin, huzursuz ve endişeli bir şekilde her
an yeni bir Panik atağının geleceğini beklemeye başlar. Bu endişeli
bekleyişe “beklenti anksiyetesi” adı verilir. Atakların çoğu zaman
belirsiz zaman ve yerlerde gelmesi bu kaygıyı daha çok artırır.
Ataklar sıklaştıkça, kalp krizi geçirip ölme,
felç olma ya da kontrolünü kaybedip çıldırma korkuları pekişir.
Yoğun ve Sürekli
Üzüntü:
Hastalar, evde kimsenin olmadığı bir zamanda
kalp krizi geçirmekten ve hastaneye ulaşamadan ölmekten ya da kontrolünü
kaybederek çıldırıp intihar etmekten, kendisine ya da yakınlarına bıçak ve bu
gibi bir şeyle zarar vermekten, başkalarının bulunduğu ortamlarda çılgınca ve
garip davranışlarda bulunarak rezil olmaktan şiddetle korkarlar. Bu
düşüncelerin sürekli aklına gelmesinden dolayı da yoğun bir üzüntü duyarlar.
Davranışlar Değişiyor:
Bir süre sonra ataklara ve ataklar sırasında
geçekleşeceğine inandıkları “felaketler”e karşı bazı önlemler almaya ve
kimi davranışlarını değiştirmeye başlarlar.
Ataklara neden olabileceğini düşündükleri
etkinliklerden, yiyecek ve içeceklerden vazgeçerler. Ataklara karşı evden
çıkarken alkol/madde/ilaç kullanırlar. Ataklar sırasında olabileceklere karşı
önlem alırlar.
Örneğin atak sırasında kontrolünü kaybederek
çocuklarına zarar vereceğine inanan hastaların önlem olarak evdeki bütün
bıçakları kilit altında tuttukları, çocuklarıyla yalnız kalmamaya çalıştıkları;
atak sırasında fenalaşarak kendini yitireceğinden ya da bayılacağından
korkan bayan hastaların sokağa çıkmak zorunda oldukları zaman, bayılıp yere
düştüklerinde bacakları görülmesin diye pantolon giydikleri, baygınken çalınır
diye takılarını yanına almadıkları , onu baygın bulanların yardımcı olabilmesi
için üzerinde evinin, eşinin/ailesinin adresini, telefon numarasını hatta
tıbbi yardım için ulaşabilmek üzere doktorunun kartvizitini üzerlerinde
taşıdıkları görülmüştür.
Bu hastalar gerektiğinde acil yardımı çabuk
alabilmek için ; bütün günlerini hastane bahçesinde geçirmeyi ya da
güzergahlarını muayenehane, eczane ve acil servis bulunan yerlerden seçmeyi
tercih ederler.
AGORAFOBİ NEDİR?
Hastaların %60‘ından fazlası, atakların
geleceği yer ve durumlardan kaçınmaya başlarlar.
Yalnız başına evde kalamaz, sokağa yalnız
çıkamaz, taşıt araçlarına, asansöre binemez, dar sokak ya da köprülerden
geçemez, pazar yeri, büyük mağazalar gibi kalabalık yerlere ya hiç giremez
olurlar ya da ancak yanlarında birisi ile yoğun bir endişe ve rahatsızlık duyarak
bu tür yerlere gidebilirler.
Hastaların, yalnız başlarına Panik Atağı
geleceğini zannettikleri yerlere gidememe, o tür yerlerde kalamama
durumlarına Agoragobi adı verilir.
PANİK BOZUKLUĞU NASIL
BİR HASTALIKTIR?
Panik Bozukluğu psikiyatristler tarafından iyi
bilinen ve çok sık görülen bir rahatsızlıktır.
Öyle ki toplum içinde herhangi 100 kişinin
yaklaşık 3-4’ü bu hastalığı ya daha önce geçirmişlerdir ya da halen bu
hastalığı yaşamaktadırlar.
Genellikle ilk kez 20-35 yaşları arasında başlar. Kadınlarda, erkeklere göre
2-3 kat fazla görülür.
PANİK BOZUKLUĞUNUN
TEDAVİSİ MÜMKÜN MÜDÜR?
Panik Bozukluğu,
tedavisi mümkün bir hastalıktır. Bugün için etkinliği bilimsel araştırmalarla kanıtlanmış iki
türlü tedavisi vardır. Bunlar: 1.İlaç tedavisi, 2.Bilişsel-davranışçı
tedavi 3. Transkraniyal Manyetik Stimülasyon (TMS)
1. İlaç Tedavisi:
Panik Bozukluğunun tedavisinde Panik
Ataklarını önleyen ilaçlar kullanılmaktadır. Halen, ülkemizde bu hastalığa
iyi gelen oldukça fazla sayıda ilaç bulunmaktadır.
Doktorunuz bu ilaçlardan birisini seçerek, az
bir dozla başlamanızı önerecek ve düzenli kontroller ile dozu gerektiği kadar
artıracaktır.
2.Bilişsel-davranışçı
tedavi:
Bu tedavi yönteminde iki amaç vardır:
1. Hastanın, aslında tamamen “zararsız” olan
Panik Atağı belirtileri hakkındaki yanlış bilgi ve inanışlarının
düzeltilmesi ve hastanın bu belirtiler ile korkmadan baş edebilmesinin
öğretilmesi amaçlanır.
2. Panik Atağı geleceğinden korktuğu için tek
başına bulunmaktan kaçındığı yer ve durumlarla aşamalı bir şekilde tekrar
tekrar karşılaştırılması, böylece korkularının “üstüne gitme”si sağlanarak
korkularını yenmesi amaçlanır.
Bu tedavide doktor hastasına dışarıya çıkma,
pazara gitme, taşıt araçlarına binme gibi hastanın, korku ve Panikleri
nedeniyle yapamadığı etkinlikleri bir plan dahilinde en basitlerinden
başlayarak “alıştırma ödevleri” olarak verir. Hasta basitleri
yapabilir hale geldikçe zorlarına geçerek bütün korkulan durumlar bitinceye dek
alıştırmalar sürdürülür.
3.Transkraniyal Manyetik Stimülasyon (TMS)
TMS tedavisi beyne elektromanyetik dalgalar verilmesiyle psikiyatrik
hastalıkların düzeltilmesini amaçlamaktadır. Bu yönteme Depresyon, Anksiyete
Bozuklukları, OKB ve İnternet, Kumar, Alkol ve Madde Bağımlılıkları gibi hastalıklarda
Amerika İlaç İdaresi (FDA) tarafından onay verilmiştir. Bu yöntem ile ilaç
kullanan veya ilaç kullanmak istemeyen danışanlarda etkili sonuç almak
mümkündür.
EN İYİ SONUÇ, BU ÜÇ ÇEŞİT TEDAVİNİN
BİRLİKTE UYGULANMASI İLE ALINMAKTADIR.
Kayseri’de panik bozukluk tedavisi, Kayseri Panik bozukluk doktoru, Kayseri panik atak, psikiyatri uzmanı, Kayseri psikiyatri doktoru, Kayseri Psikoterapist, Kayseri psikoterapi merkezi. Kayseri TMS uygulama merkezi, Akademi TMS ve Terapi Merkezi. Kayseri TMS. TMS tedavisi nedir. TMS nasıl yapılırKayseri TMS, Kayseri Transkranial Manyetik Stimülasyon (TMS), Kayseri Transkranial Manyetik Uyarım (TMU), Depresyonda TMS, Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) TMS, Bağımlılık TMS, Kayseri psikiyatri uzmanı, Kayseri psikiyatri doktoru, Kayseri Psikoterapist, Kayseri psikoterapi merkezi. Kayseri TMS uygulama merkezi, Akademi TMS ve Terapi Merkezi Kayseri Hipnoz, Kayseri Hipnoterapi, Kayseri psikiyatri uzmanı, Kayseri psikiyatri doktoru, Kayseri Psikoterapist, Kayseri psikoterapi merkezi. Kayseri TMS uygulama merkezi, Akademi TMS ve Terapi Merkezi.